Maria
O gün bizim birlikte geçirdiğimiz en mutlu gündü. Maria ile İstanbul’u, Boğazı izleyebileceğimiz bir tepeye çıkıp bir bankta oturmuş karşımızdaki Boğaz manzarasının tadını çıkarıyorduk. Gün batmak üzereydi. Bütün gün birlikte çok güzel vakit geçirmiştik. Günün yorgunluğunu atmam için bu güzel manzara ve Maria yeterdi. Başını omzuma koymuş, çıt çıkarmadan, huzur içinde düşüncelere dalmıştı. Bundan daha uygun bir vakit olamazdı. “Maria” dememle doğruldu ve bana tatlı tatlı baktı. Bir kez daha onun güzel gözlerine âşık olduğumu hatırladım. Artık hazırdım. Cebimdeki kutuyu çıkartıp ona uzattım. Çok şaşırmıştı. Gözleri doldu. Çocukluktan beri süregelen birlikteliğimizin evlilikle taçlanmasını o da istiyordu elbette. Ama aniden gelen teklif onu afallatmıştı. Dili tutuldu. Cevap veremedi. Kollarını boynuma dolaması verdiği cevapların en güzeliydi… Evlilik planlarımızı konuşarak yürümeye başladık. Uzun bir yürüyüşle onu Beyoğlu’ndaki bir ik...